x

Ehlibeyt İsimleri Yazılı Akik Taşı 925 Ayar Gümüş El işçiliği Yüzük

Ürün Kodu : DUA699
Osmanlı Pazar
Peygamber efendimiz Muhammed aleyhisselamın bütün aile fertleri elde kazınarak Akik taşına yazılmıştır. Ehlibeytin isimleri yazılı 925 ayar gümüş el işçiliği bu yüzük sertifikalı ve adınıza faturalı olarak özel yüzük kutusunda gönderilmektedir.
Yüzük Ölçüsü Seçiniz
Hediyesi
Yüzük Ölçümü Nasıl Öğrenebilirim ?
1.563,00
Paylaş
Kampanya
  • Ürün Özellikleri
  • Ödeme Seçenekleri
  • Teslimat ve İade Koşulları
  • Yorumlar
  • Stok Kodu: DUA699
    Metaryel: 925 Ayar Gümüş
    Boyut: 15*20 mm
    Kullanılan TAŞ: Akik Taşı
    Ağırlık: 12,4 Gr (+/-1,5) Numaraya Göre Değişebilir.
    Garanti: Ürünümüz Garantili ve Sertifikalıdır.
    Ödeme Metodları: Havale - EFT / Kredi Karti (12 Taksıt) / Kapıda Ödeme / Mail Order / Western Union
    Kargo:
    Ücretsiz Kargo. Ürünler Özel kutu içerisinde Fatura ve Sertifikalı olarak, OSMANLI PAZAR güvencesi ile gönderilmektedir.
    Üzerinde ki Yazı: Ehlibeyt İsimleri 
    Hazırlanış Süresi:
    1-3 İş Günü İçerisinde
    Özellikler:

    Size Özel Tamamı El İşçiliği olan bu ürüne istediğiniz hattı ve yazıyı yazdırabilirsiniz.

    Kişiye Özel hazırlanan bu ürünleri OsmanlıPazar sayfasından iletişime geçerek kendinize özel olarak hazırlatabilirsiniz.

    Dipnot:

    Bütün ürünlerimiz elde kazıma yöntemi ile oyularak yazılmaktadır. Dünyada çok az ustası olan bu işçilik değerli taşlara tek tek sanatını işlemektedir. Kazıma olan taşların altından taşın kendi rengi çıktığı için, taşla yazının ayırt edilebilmesi ve daha net okunması için oyulmuş yazılara boya sürülerek daha belirgin hale getiriliyor. Fakat doğal taşlar üzerinde yabancı hiç bir madde tutmadığı için bu boya zamanla silinmektedir. Kazıma yazılar asla silinmemekte olup boyasız da kullanımı uygundur.Daha fazla yazıların gözükmesini isteyen müşterilerimiz kırtasiyelerden boya kalemini temin edebilir. Dualı ve yazılı ürünlerin üzerindeki boyalar yazının önemini arttırmadığı için sadece görsel olarak tercih edilebilir. Müşterilerimizin bu durumu bilerek almasını önemle rica ediyoruz.

    Ehl-i Beyt’in dini terim olarak manası Hz. Muhammed (S.A.V) aile fertlerinin tamamını ifade etmektedir. Peygamber Efendimizin çocukları, torunları ve onların torunları Ehli Beyt kavramını oluşturuyor. Hz. Muhammed'in soyu kızı Fatıma r.a'dan devam etmiştir. Hz. Ali ile evlenen Fatıma'nın soyu ise çocukları Hasan r.a ve Hüseyin r.a'dan devam etmiştir. Peygamber Efendimiz’in soyunun olduğu aileler ehl-i beyt'i oluşturuyor.


    1. Hz. Muhammed (S.A.V)
    2. Hz. Ali (R.a)
    3. Hz. Fatıma (R.a)
    4. Hz. Hasan (R.a)
    5. Hz. Hüseyin (R.a)
    6. Hz. Zeynelabidin (R.a)
    7. Hz. Muhammed Bakir (R.a)
    8. Hz Cafer Sadik (R.a)
    9. Hz. Musa Kazim (R.a)
    10. Hz. Ali Er-Rıza (R.a)
    11. Hz. Muhammed Taki (R.a)
    12. Hz. Ali Naki. (R.a)
    13. Hz. Hasan Askeri (R.a)
    14. Hz. Mehdi (R.a)

    Ehl-i beyt, Peygamber efendimiz Muhammed aleyhisselamın bütün aile fertlerine denir. Mübarek hanımları, kızı Hazret-i Fatıma ile Hazret-i Ali ve bunların evlatları olan Hazret-i Hasan ve Hazret-i Hüseyin, onların çocukları ve kıyamete kadar gelecek torunlarının hepsine de Ehl-i beyt denir. Hatta Peygamberimizin temiz soyunun bağlı olduğu Haşimoğullarına da Ehl-i beyt denir. Eshab-ı kiramdan Selman-ı Farisi de Ehl-i beytten sayıldı. Fakat özellikle Ehl-i beyt denilince, Hazret-i Ali, Hazret-i Fatıma ve mübarek iki oğlu Hazret-i Hasan ve Hazret-i Hüseyin anlaşılır. (radıyallahü teâlâ anhüm)

    Resulullah efendimizin soyu, Hazret-i Fatıma’dan devam etti. Hazret-i Hasan’ın çocuklarına ve torunlarına Şerif, Hazret-i Hüseyin’in nesline de Seyyid denir. Peygamber efendimizin temiz ve mübarek kanını taşıyan seyyidler ve şerifler, çeşitli ülkelerde yaşamaktadır. Her biri güzel ahlak numunesi olup, yurdumuzda da sayıları pek çoktur.

    Doğru yoldaki İslam âlimleri, Ehl-i beyt sevgisini, son nefeste iman ile gitmek için şart görmüşlerdir. Ehl-i Beyti sevmek her mümine farzdır. Bunlarda Resulullah efendimizin zerreleri vardır. Onlara kıymet vermek, saygı göstermek her müslümanın vazifesidir. Çünkü imanın temeli ve en kuvvetli alameti, Allahü teâlânın sevdiklerini sevmek ve Allahü teâlânın sevmediklerini sevmemektir. 

    (Benden sonra, size iki rehber bırakıyorum: Allah’ın kitabını ve Ehl-i beytimi bırakıyorum) hadis-i şerifi gösteriyor ki, Kur’an-ı kerimin bir kısmına inanıp, başka yerlerine inanmamak fayda vermediği gibi, Ehl-i beytin bir kısmına inanıp sevmek, ötekilere lanet edip kötülemek de, ahirette fayda vermez. Kur’an-ı kerimin hepsine iman etmek lazım olduğu gibi, Ehl-i beytin de hepsini sevmek lazımdır. Ehl-i beytin hepsini sevmek de, (Ehl-i sünnet)ten başka hiç kimseye nasip olmamıştır. Çünkü Hariciler, Hazret-i Ali’ye ve Onun temiz evlatlarına düşman olmak alçaklığına sürüklendiler. Sebeiyye fırkası, müslümanların mübarek anneleri olan Hazret-i Âişe-i Sıddıka’ya ve Hazret-i Hafsa’ya ve Resulullahın halasının oğlu Zübeyr bin Avvam’a düşman olmak felaketine yuvarlandılar. Kiramiyye fırkası, Hazret-i Hasan’ın ve Hazret-i Hüseyin’in imamlığına inanmadılar. Muhtariyye fırkası da, imam-ı Zeynelabidin’e inanmadılar. İmamiyye fırkası, Zeyd-i şehide inanmadı. İsmailiyye de, imam-ı Musa Kazım’a inanmadı. Bunlar gibi, daha nice fırkalar, Ehl-i beyti sevmekten ve yukarıdaki hadis-i şerife uymaktan mahrum kaldılar. Hiç birini ayırmadan hepsini sevmek Ehl-i sünnete nasip oldu.

    Elbette her Müslümanın Resulullahı, arkadaşlarını, hanımlarını, kayınpeder ve damatlarını sevmesi gerekir. Bunlardan bazıları sevilmezse Resulullahı sevmek yalan olur. Hristiyanların İsa’yı seviyoruz diyerek Resulullahı inkâr etmeleri nasıl bâtıl ise, Hazret-i Ali’yi seviyoruz diyerek sahabeye kin beslemek de bâtıl bir yoldur. İbni Sebecilerin Hazret-i Ali’yi seviyoruz demeleri, Hristiyanların Hazret-i İsa’yı seviyoruz demelerine benzer. İsa, ilah diyorlar. Halbuki, Hazret-i İsa böyle sevgi istemiyor. Hariciler Hazret-i Ali’ye düşmanlık etti, Rafıziler de onu aşırı sevdi. Hazret-i Ali şu hadis-i şerifi haber veriyor:
    (Ya Ali, sen İsa gibisin! Yahudiler, Ona düşman oldu. Mübarek annesine iftira ettiler. Hristiyanlar da, Onu aşırı yükselttiler. Ona yakışan dereceden daha yukarı çıkardılar. Allah’ın oğlu dediler.) [İ. Ahmed]

    Sonra, Hazret-i Ali, (Benim yüzümden iki türlü insanlar helak oldu. Biri, beni aşırı severek, bende olmayan şeyleri bana takarlar. Ötekiler de, bana düşman olup, birçok iftira yaparlar) buyurdu.

    Bu hadis-i şerif, haricileri Yahudilere, Rafızileri de Hristiyanlara benzetmektedir.

    Akik Taşı

    Akik Taşı, dünya genelinde en çok bilinen ve aynı zamanda bulması son derece kolay olan doğal taşların başında gelir. Yaygın faydaları ile bilinen akik taşının sağlığa birçok faydası vardır. Sertlik derecesi 6 ila 7 arasında olan bu doğal taş, sert bir yapıya sahip olduğundan işlenmesi zor olduğu söylense de günümüzde birçok takı ve aksesuar ürününde yaygın olarak tercih edilen bir üründür.
    Mavi, beyaz, yeşil, pembe, kırmızı ve kahverengi gibi doğal renklerde bulunur. Işığı geçiren saydam ya da yarı saydam bir yapısı olduğundan görünümü de son derece estetik ve şıktır. İnsan ruhuna faydaları ile bilinmekle birlikte özellikle strese karşı savaşan etkili bir taştır.


    Akik Taşının Kullanıldığı Alanlar
    Şüphesiz ki; günümüzde birçok doğal taş gibi akik taşı da kadın ve erkekler için tasarlanan takı ve aksesuar modellerinde tercih edilen taşlardır. Şık ve estetik bir görünüme sahip olmakla birlikte aynı zamanda stresi ve kötü enerjiyi yok eden bu doğal taş, geniş bir kullanım alanına sahiptir.
    Kadın ve erkekler için tasarlanan bileklik, kolye ve yüzük gibi takılarda yaygın olarak kullanılır. Kendisine has renkleri ve saydamlığı sayesinde takı modellerinin yanı sıra aynı zamanda masa üstü isimlik tasarımlarında el kazması tekniği ile kullanılmaktadır. Tüm bu özellikleri sayesinde akik taşı, hem faydaları hem de şıklığı ile kullanılabilecek ve hediye olarak tercih edilebilecek anlamlı alternatiflerdir.

  Benzer Ürünler  
T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.