Eski Osmanlı Yemen Akiği ALLAH Lafızlı Gümüş Yüzük
OSMANLI YEMEN TAŞI OLARAK BİLİNEN YEMEN AKİĞİ - ÜZERİ ALLAH LAFZATULLAH İŞÇİLİKLİ.
- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- Teslimat ve İade Koşulları
- Yorumlar
-
Stok Kodu: TKU002 Metaryel: 925 Ayar Gümüş Boyut: mm Kullanılan TAŞ: ESKİ OSMANLI DÖNEMİNDEN KALMA YEMEN AKİK TAŞ Ağırlık: 13,7 Gr (+/-1,5) Numaraya Göre Değişebilir. Garanti: Ürünümüz Garantili ve Sertifikalıdır. Ödeme Metodları: Havale - EFT / Kredi Karti (12 Taksıt) / Kapıda Ödeme / Mail Order / Western Union Kargo: Ücretsiz Kargo. Ürünler Özel kutu içerisinde Fatura ve Sertifikalı olarak, OSMANLI PAZAR güvencesi ile gönderilmektedir.Üzerinde ki Yazı: ALLAH Lafızlı Hazırlanış Süresi: 1-3 İş Günü İçerisindeÖzellikler: Size Özel Tamamı El İşçiliği olan bu ürüne istediğiniz hattı ve yazıyı yazdırabilirsiniz.
Kişiye Özel hazırlanan bu ürünleri OsmanlıPazar sayfasından iletişime geçerek kendinize özel olarak hazırlatabilirsiniz.
Dip Not: Bütün ürünlerimiz elde kazıma yöntemi ile oyularak yazılmaktadır. Dünyada çok az ustası olan bu işçilik değerli taşlara tek tek sanatını işlemektedir. Kazıma olan taşların altından taşın kendi rengi çıktığı için, taşla yazının ayırt edilebilmesi ve daha net okunması için oyulmuş yazılara boya sürülerek daha belirgin hale getiriliyor. Fakat doğal taşlar üzerinde yabancı hiç bir madde tutmadığı için bu boya zamanla silinmektedir. Kazıma yazılar asla silinmemekte olup boyasız da kullanımı uygundur.Daha fazla yazıların gözükmesini isteyen müşterilerimiz kırtasiyelerden boya kalemini temin edebilir. Dualı ve yazılı ürünlerin üzerindeki boyalar yazının önemini arttırmadığı için sadece görsel olarak tercih edilebilir. Müşterilerimizin bu durumu bilerek almasını önemle rica ediyoruz.
TAŞ OSMANLI DÖNEMİ YEMEN AKİĞİDİR
YEMEN AKİĞİ VEYA YEMEN TAŞI HAKKINDA HZ. ALİ 'NİN HADİS-İ ŞERİFİSeyyid Eyyûb bin Sıddîk’in yazmış olduğu "Menâkıb-ı Çihâr-ı Yâr-i Güzîn” (Dört Halîfenin Üstünlükleri) adlı kitaptan konuyla ilgili bir alıntı şu şekilde:
"Ellidördüncü Menâkıb: Hazret-i Alî "radıyallahü teâlâ anh” bir gün Fırat nehri kenârında seyr ederken boğulmuş bir kimse gördü. O meyyitin yanına varıp, bakdıkda, gördü ki, serçe parmağında Yemen taşından yüzük var. Hayret edip, meyyit yanında hâzır olan cemâ’ate süâl etdi ki, bu meyyitin vefâtına sebeb ne oldu. Allahü teâlânın emri ki, sultânımız suya gark olmuşdur. Hazret-i Alî "radıyallahü teâlâ anh” buyurdular ki, Yemen taşı taşıyanın suda boğulmaması gerek idi. Bunun hikmeti nedir, diye hayret deryâsına dalıp, tefekküre vardılar. Allahü Sübhânehü ve teâlâ celle celâlühü luftundan ve ihsânından, hazret-i Alînin "radıyallahü teâlâ anh” bu ızdırâbının geçmesi ve bu elemden kurtulması için, o meyyitin parmağında olan yüzük taşına dil verip, hazret-i Alîye dedi ki: Yâ Alî! Yemen taşında buyurduğunuz o hassâ vardır. Lâkin ben Yemenî değilim. Hind diyârının bir taşıyım. Bende o hassâ yokdur. Hazret-i Alî "radıyallahü teâlâ anh” bunu işitmekle şâd olup, Allahü Sübhânehü ve teâlâ ve tekaddes hazretlerine şükrler eyledi. Hâzır olan cemâ’ate buyurdu ki, suda boğulmakdan kurtulmak hâssası Allahü teâlânın inâyeti ile Yemenî taşa mahsûsdur. Başka taşlarda yokdur. O zemândan beri Yemenî taş i’tibâr bulup, parmakda yüzük kılındı.