x
 Mührü Süleyman Nedir?

Mührü Süleyman Nedir?

04 Eylül 2021

Bismillahirrahmanirrahim

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

BU YILDIZ BİZİM !

#buyıldızbizim

Mühr-ü Süleyman

 

   Peşi sıra yüzbinlerce insanın öldüğü , uğruna savaşlar yapılan, filmlere konu olup gişe rekorları kıran, (Yüzüklerin EfendisiSerisi )bereketinden dünyayı satın alan, Rüzgarlara hükmedip, cinleri uğrunda köle eden, tarifi dahi yapılamayan herkesin peşinden koştuğu o büyük SIR !

Mühr-ü Süleyman…

    Kimi Dünya hevesi ve hevası için, kimi Ahiretini kurtarmak, kimi de Yakîn olmak için istedi O’nu… O ise en çok Süleyman (a.s) ‘a nasib oldu.Aslında Adem (a.s) ‘ın Cennetten getirdiği 3 şeyden biri diye rivayet edilir. Sonra Arş ‘a bırakılmıştır ve sonra ALLAH C.C ‘ın izniyle Cebrail (a.s) tarafından Süleyman (a.s) ‘a getirilmiştir. O da bu yüzükle yeryüzüne adaletle hükmetmiştir. (Allah O’ndan Razı Olsun).

    Tüm semavi dinlerde ve kitaplarda bahsedilen Süleyman (a.s.), peygamberlerin en zenginlerinden ve kendisine krallık verilen rüzgara, doğa olaylarına hükmeden ,bütün cinni ve hayvanları yönetip onlarla konuşabilen bir peygamberdi. Süleyman (a.s.)’ın parmağındaki yüzük bütün cinleri toplayabilme ve egemenliği altına alabilme özelliğine sahipti. Fakat Süleyman (a.s.) vefat ettikten sonra yüzüğü kayboldu. Çünkü bu yüzüğe kim sahipse bütün cin ve hayvanları yönetebilecekti.

   Yüzüğün içeriği hakkında çok çeşitli bilgiler olsa da aslının nasıl olduğu hakkında kesin hiçbir bilgi yoktur. En net bilgi İsmi Azam olduğu ve şekline ait bilinen en net bilgi de göklerin ve yerin altı günde yaratıldığına işaret eden ve Davud (a.s) ‘a verilen birbirine ters 6 kollu iki üçgendir. Dünyanın en eski sembollerinden birisi olanMühr-ü Süleyman’ın anlamı; göğün ve yerin birleşimini göstermektedir, iki üçgenin biri göğe biri yere dönüktür. Simge bir yönüyle insan varlığının maddi bedenini ve ruhunu, bundan oluşan bütünü, bir yandansa dişil ve eril ilkeleri, özdeksel ve tinsel değerlerin bütünlüğünü ifade etmektedir. En doğrusunu ALLAH (c.c) bilir. Doğu’nun Yin ve Yang'ı buna benzer bir simgedir. Dünyaya giriş ve çıkış noktalarını temsil eder. Bu mübarek simge o kadar eskiden beri kullanılmıştır ki Tunç devri kalıntıları dahi bulunmuştur.

   Günümüz karışıklığı içinde ne yazık ki anlamını yitirmiş ve sadece bir ülkenin bayrağı olarak atfedilmiştir. Aslına bakarsanız o ülke de bu bayrağı taklit yine Türklerden taklit etmiştir. Aşağıda görmüş olduğunuz bayrak Karamanoğulları Beyliğinin bayrağıdır.

Açıkça görülüyor ki bayrak birileri tarafından rengi dahi taklit edilerek kullanılmıştır. Zira bu konu pek az kişi tarafından bilinir. Bununla da bitmez, bu yıldız sadece Karamanoğulları Beyliği tarafından değil aynı zamanda Candaroğulları Beyliği ve Teke Beyliği tarafından da aynı şekliyle kullanılmıştır. Selçuklulardan sonra da diğer Tüm Türk Beyliklerinde ve en çok da Osmanlı ‘da kullanılmaya başlanmıştır. Ecdat yıldızımızı öyle benimsemiştir ki neredeyse yapılan her Camii de, çeşmede, mezar taşlarında ve hatta Sancakların üzerine ve padişah, şehzade, sadrazam kaftanlarının içlerine dahi işlemiştir. Aşağıda görülen sancak Barbaros Hayrettin Paşa’nın rüzgârlara hükmetmek için kullandığı ve şu anda Beşiktaş Deniz Müzesi’nde bulunan sancaktır.

     Aslında her şey açıkça ortadadır, bizler bizim olanı kullanmaktan vazgeçtiğimiz için başkaları kıymetlimizi kıymet edinmişlerdir. Biz bizim olanı geri almadıkça da bu böyle bilinmeye devam edilecektir. Boşa dememiştir büyük üstad Yunus Emre " İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir” diye. Zira biz kendimizi bilmezsek bu nice kayıplar olacaktır. Öyle ya cehaletimizden "İsrail yıldızı” bile dediğimiz bu Mübarek Yıldız’ı camilerimizden, çeşmelerimizden, mezarlarımızdan söküp atmaya kalktık yıllarca. Bazı illerimizde mezarlıklar üzerinde bu yıldızı gördük diye parçaladık ve kendi kendimize haber olduk, haberlerde okuduk. Öyle bir hale geldik ki kendimizden olanı söküp atmaya kalktık başkalarının diye….

#buyıldızbizim

EY ŞANLI ECDADIN ŞANLI TORUNU EMANETİNE SAHİP ÇIK !

  

” Yüzük kimdeyse Süleyman Odur "

Mühr-ü Süleyman Nedir ? Süleyman (A.S) 'ın Yüzüğünün Hikayesi 

           Kelime manasıyla Süleyman’ın mührü anlamına gelen mührün şekli aslında kesin değildir. Belli bir tarihten sonra kabul edilmiş olan ve şimdi İsrail bayrağında yer alan sembol İslam dünyasında da yüzlerce yıl kutsal olarak kabul edilmiş cami medrese ve geçitlerde mezarlıklarda yüzüklerde padişahların gömleklerinde tılsım olarak yerini almıştır. Daha sonraları ise farklılık yaratmak için sembol bazen doksan derece çevrilerek kullanılmıştır.

    Batı dünyası bazen büyü kitaplarında bazen noterlik işareti olarak, basımevi markası sonraları bir çok akımın sembolü olmuştur.

          Hz.Süleyman Peygamber’in yüzükle olan ilgisi onun bir imtihandan geçişi şeklinde ele alınır. Yokluğunda bir cariyesine emanet ettiği yüzük mührü bir cin onun görünümünü alarak ele geçirir. Yokluğunda pek çok fitne fesat hazırlar, örneğin tahtına büyü kitapları koyar ve iftira atar. Oysa Hz. Süleyman yüzüğün yokluğunda kendine dönecek ve gücünün kaynağı olan asıl çekirdeğini özünü bulacaktır. Yüce Kitabımız Kuran-Kerim bu konuya atfen şöyle der.

NEML-15, NEML Suresi 15. Ayeti

       NEML-15: Andolsun ki biz, Davud'a ve Süleyman'a bir ilim verdik. Onlar: «Bizi mümin kullarının birçoğundan üstün kılan Allah'a hamd olsun» dediler.

        Ve lekad âteynâ dâvûde ve suleymâne ilmâ(ilmen), ve kâlâl hamdu lillâhillezî faddalenâ alâ kesîrin min ibâdihil mu’minîn(mu’minîne).
     وَلَقَدْ آتَيْنَا دَاوُودَ وَسُلَيْمَانَ عِلْمًا وَقَالَا الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي فَضَّلَنَا عَلَى كَثِيرٍ مِّنْ عِبَادِهِ الْمُؤْمِنِينَ

     

       "Süleyman’ın mülk ve saltanatı konusunda onlar, şeytanların okuyup durduklarına uydular. Halbuki Süleyman küfre sapmamıştı. Ancak şeytanlar küfre sapmıştı; insanlara büyüyü öğretiyorlardı.” Bakara Suresi / 102

        Ayrıca Neml suresi’nde Hz.Süleyman Peygamberin(a.s) gelişini duyan karınca beyinin kendi halkına seslenişi efsanevi Seba Melikesi’nin tahtının göz açıp kapayana dek ışınlanışı ve olağanüstü pek çok şey anlatılır.

Karınca vadisine geldiklerinde bir karınca şöyle seslendi: "Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin ki, Süleyman ve orduları farkında olmayarak sizi ezmesinler.” Neml / 18

      "Kendinde Kitap’tan bir ilim olan kişi de şöyle dedi: "Ben onu sana, gözünü açıp yumuncaya kadar getiririm.” Derken Süleyman, tahtı, yanında kurulmuş görünce şöyle konuştu: "Rabbimin lütfundandır bu. Şükür mü edeceğim, nankörlük mü diye beni denemek istiyor. Esasında, şükreden, kendisi lehine şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse bilsin ki, Rabbim Ganî’dir, cömerttir.” Neml / 40

      "Onlar Süleyman için, mihraplardan/kalelerden, heykellerden, havuzlar gibi çanaklardan, yerinden kaldırılamaz kazanlardan ne dilerse yaparlardı. Ey Davûd ailesi, şükür olarak iş yapın! Kullarım içinden şükredenler o kadar az ki! ” Sebe / 13

     "Sonunda, Süleyman için ölüm hükmünü verdiğimizde, onun ölümünü, değneğini yiyen dâbbetül arzdan/ağaç kurtçuğundan başkası onlara göstermedi. Süleyman yere yığılınca, açıkça anlaşıldı ki, eğer cinler gaybı bilmiş olsalardı, o alçaltıcı azap içinde bekleyip durmazlardı.” Sebe / 14

      ” Yüzük kimdeyse Süleyman Odur "

Yahudi inanışlarına göre Hz.Süleyman’ın emanetlerinin bulunduğu yerin daha sonra Haçlı Seferleri sırasında Kudüs’te arandığı, Tapınak Şövalyelerinin yerini bulduğu ve kutsal bazı emanetlerle Avrupa’ya döndükleri iddia edilmiştir. Kimileri kutsal kadeh Graal’ı, kimileri Felsefe Taşı’nı, kimileri ise Mühr-ü Süleyman’ı bulduklarını düşünmüşlerdir. Tapınak Kral Süleyman’dan sonra yağmalanacaktır ancak o zamana kadar Hz.Musa (a.s) dan  beri nesilden nesile saklanan Hz. Musa’nın emaneti olan Ahid Sandığı’nı (orijinal Tevratın levhalar halinde içinde bulunduğu Tabut-i Sekine) muhafaza edecektir.

      Günümüzde kabul gören sembol göğün ve yerin birleşimini gösterir. İki üçgenin biri göğe biri yere dönüktür. Sembol bir yönüyle insan varlığının maddi bedenini ve ruhunu, bundan oluşan bütünü, bir yandansa dişil ve eril prensipleri, maddi ve manevi değerlerin bütünlüğünü gösterir. Doğunun Yin ve Yang’ına benzer bir semboldür. Dünyaya giriş ve çıkış noktalarını temsil eder. Kimi farklı bakışlar ise şekilde iki piramit görür.

      Özellikle Selçuklu dönemi paralarında ve eserlerinde sıkça kullanılan sembol artık günümüzün gerilimli zaman ve dünyasında İslam ve Hıristiyan toplumlarınca terkedilmiş hatta anlamı bilinmediğinden bir çok tarihi eserde de tahrip edilmiştir.

      Süleyman (a.s.) peygamberlerin en zenginlerinden ve kendisine krallık verilen bütün cinleri,perileri,hayvanları,rüzgarları ve tüm doğa olaylarını da bu vasıta ile  yönetip hayvanlarla konuşabilen bir peygamberdi. Süleyman (a.s.)’ın parmağındaki yüzük bütün cinleri toplayabilme ve egemenliği altına alabilme özelliğine sahipti. Fakat Süleyman (a.s.) vefat ettikten sonra yüzüğü kayboldu. Çünkü bu yüzüğe kim sahipse bütün cinn ve hayvanları yönetebilecekti. 

Paylaş :
T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.